Online alışveriş yapma oranı arttıkça ambalajın marka değeri ve tüketicinin ürünü deneyimlemesi üzerindeki rolü de aynı oranda artış gösteriyor. Firmalar ambalaj tekniklerini ve görünümlerini online tüketicilerin taleplerine göre belirlemeye başladı bile. Peki bu değişiklikler ambalaj sektörünü ne derece etkiliyor?
Eski usül ambalajlama tek bir ana amaca yönelikti: rafta tüketicinin ilgisini çekmek. Geleneksel satışta ilk karar anı (first moment of truth) tüketici ürünü rafta rakiplerinin arasından seçtiğinde, ikinci karar anı (second moment of truth) ise eve gelip ürünü deneyimlediğinde yaşanıyordu. Ancak günümüz şartları yeni bir süreci oluşturdu: Zero Moment of Truth (ZMOT). Buna göre tüketici internetten ürün araştırması yaptıktan sonra kullanıcı yorumlarını okuyor ve satın alma kararını veriyor, böylece ürünü rafta görmeden önce kararını çoktan vermiş oluyor.
E-ticaret müşterinin ürünle ilk fiziksel deneyimini bir paket açılımıyla başlatıyor ve bu bizi günümüzdeki paket açma (unboxing) video trendine getiriyor. Artık çoğu tüketici alacağı ürünün paket açılım ve kullanıcı deneyim videolarına bakmadan satın alma kararı vermiyor. Böylece nihai alıcının eline ulaşan paket doğrudan doğruya marka değerinin parçası oluyor.
Ambalaj kısmında en az marka değeri kadar önemli başka bir husus ise ürünün hasar görmemiş bir şekilde tüketiciye ulaşması. E-ticarette elleçleme ve taşıma sürelerinin uzamasıyla malzemenin dayanıklılık ihtiyacı da artış gösteriyor. Mağazada satılan bir ürün tüm transfer süreci boyunca ortalama 5 kere elleçlenirken, e-ticarette bu sayı ortalama 20'ye çıkıyor. Ürünün tüm taşınma ve depolanma sürecine dayanacak şekilde ambalajlanmış olması büyük önem arz ediyor.
Üstelik tüketici eline ulaşan hasarlı ürünün bedeli düşündüğünüzden de ağır olabiliyor. Araştırmalara göre hasarlı ürün hem marka itibarınızı hem de satışlarınızı etkiliyor. Hatalı bir ürünün değişim sürecinde nakliye masrafınız normalin 17 katına kadar çıkabiliyor. Uzun vadede sizi daha kötü etkileyecek kısım ise negatif müşteri yorumları. Özellikle hasar görmüş ürün teslim alan müşterilerin kötü yorumlarını diğer müşterilerin olumlu yorumlarıyla dengelemek aylar alabiliyor. Aynı araştırmada hasarlı ürün teslim alan alıcılara aynı firmadan tekrar alışveriş yapma olasılıkları sorulduğunda %73.22 oranında olumsuz cevap verildiği görülüyor.
E-ticaret firmaların kullandıkları standart paket ebatlarının da değiştirilmesine yol açtı. Artık ürün özelinde kutular kullanmak revaçta. Tüketicilerin ürünlerin boyutuna göre daha büyük e ticaret kutularında gelmesinden hoşnut olmadıkları görülüyor.
Ürünlerin kendi boyutlarında paketlenmesi depolama maliyetlerinin de düşürülmesini sağlıyor. Özellikle dış ticaret yapan firmalarda navlun göz önünde bulundurulduğunda malzeme ağırlığı ve boyutu büyük önem taşıyor. Bu durumda firmalar ambalajın görece küçük, hafif ve düşük maliyetli olmasını tercih ediyor.
Özetle, e-ticaret hacmi her geçen gün büyüyor ve e-ticaretin yarattığı rekabet ortamında firmalar müşteri taleplerini en etkili ve karlı şekilde karşılamak için birbirleriyle sürekli mücadele etmeleri gerekiyor. Bu da ambalajı her zaman olduğundan daha önemli hale getiriyor. Doğru ambalaj ürün ve ekipmanlarına yatırım yapmak şu dönemde bu yarışın gerisinde kalmak istemeyen firmalar için en doğru çözüm olarak görünüyor.